Content on this page requires a newer version of Adobe Flash Player.

Get Adobe Flash player

ESKİŞEHİR

Eskişehir, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesinde bulunan aynı adlı ilin merkezidir. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir. 2000 yılında yapılan genel nüfus sayımlarına il merkezinin toplam nüfusu 557.028'dir.
Met helvası, çiğ böreği (kırım tatar mutfağından) ve lületaşı ile meşhurdur. Türkiye'de yalnız Eskişehir'de çıkarıldığı için Eskişehir taşı olarak da geçer. Sadece Eskişehir ve Sivrihisar dolylarında yetişen çoban köpeği olan Akbaş köpeği ile de meşhurdur.

İl merkezi kuzeyinde Mihalgazi, Sarıcakaya ve Ankara il, doğusunda Alpu, güneyinde Mahmudiye, Seyitgazi ve Afyon il, batısında ise İnönü ve Kütahya il sınırları ile çevrilidir.

Türk Silahlı Kuvvetleri Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı 1. Hava Üssü ve 1. Hava İkmal ve Bakım Merkez Komutanlığı da Eskişehir'de bulunmaktadır.

Tarihi
Hititler, M.Ö. 14. yüzyılda Eskişehir merkezli büyük bir devlet kurmuşlardır. M.Ö. 12. yüzyılda Frigya Kralı, 600 yıl süren hükümdarlığını ilan etmiştir. Çeşitli kazılarda ele geçen buluntular yöre tarihinin Katolik Çağ'a uzandığını gösterir. Bilinen en eski yerleşme il merkezinin kuzey batısındaki Demircihöyük'tür. Buluntular Demircihöyük'ün Katolik Çağ'da Balkan ve Anadolu kültürlerinin kesiştiği bir noktada bulunduğunu ortaya koymaktadır. Midas Kenti kazılarında ele geçirilen buluntular ise İlk Tunç Çağı'na tarihlenmektedir. Hititlerin pek etkili olamadığı bölgede M.Ö. 7. yüzyılda Kimmer ve İskit saldırıları sonucu yıkıldı. Lidya Krallığı'nın ardından sırasıyla Pers, Makedonya, ve Selevkos yönetiminde kalan yöre M.Ö. 3. yüzyıl sonunda Galatların yönetine girdi. M.Ö. 2. yüzyılda Bergama Krallığı'nın (Pergamon) kısa süreli egemenliğinden sonra, Galatlar Roma desteğiyle yörede yeniden devlet kurdu. Bunu Roma ve Bizans egemenliği izledi. M.S. 8. yüzyılda yöreyi ele geçiren ve Dorylaion'a Duruliya, Düriliya ya da Druliya adını veren Arapların yönetimi uzun sürmedi. Yeniden Bizans egemeliğine giren Dorylaion 1074'te Selçuklular'ın eline geçti.
Eskişehir'de yer alan antik kentler şunlardır:Pessinus (Ballıhisar), Midas (Yazılıkaya), Dorylaion (Şarhöyük, Eskişehir), Han'daki Antik Harabeler, Justinianapolis (Sivrihisar), Nacolea (Seyitgazi) Eoudoxias

Coğrafya
Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi'nin kuzeybatısında yer almaktadır. Kuzeyinde Karadeniz, kuzeybatısında Marmara, batı ve güneybatısında Ege Bölgesi ile komşudur. Eskişehir'in ilçelerinden Seyitgazi'nin küçük bir bölümü Ege Bölgesi'nin, Mihalgazi ve Sarıcakaya İlçelerinin tümü ile Merkez ve Mihalıççık ilçelerinin bir bölümü Karadeniz Bölgesi'nin etkisindedir. Ancak Eskişehir, coğrafi karakterini genellikle İç Anadolu Bölgesi'nden alır.
İl toprakları Sakarya Nehri ve Porsuk Çayı'nın suladığı geniş düzlüklerle bunları çevreleyen dağlardan oluşur. İlin Karadeniz Bölgesi'ne taşan kuzey kesimi, doğu-batı doğrultusunda uzanan Sündiken Dağları'yla kaplıdır. Doğuda Sakarya Vadisine kadar sokulan Sündiken Dağları, Sündiken Doruğunda 1,770 m.'ye yükselir.
Eskişehir'den geçen iki önemli akarsudan ilki Sakarya Nehri ikincisi ise Porsuk Çayı'dır. Bu akarsuların il sınırları içerisinde kalan arazisinde 2 adet baraj bulunmaktadır. Porsuk Çayı üzerinde Porsuk Barajı, Sakarya Nehri üzerinde ise Gökçekaya Barajı bulunmaktadır.

Yeraltı zenginlikleri
Şehirde çıkarılan madenler bor, perlit, lületaşı, manyezit, kalsedon, krom, toryum ve torittir. Eskişehir zengin bor yataklarına da sahiptir. Lületaşı, Türkiye’de Orta Anadolu’da yalnız Eskişehir’de bulunan değerli bir taştır. Beyaz altın, Deniz köpüğü ve Eskişehir taşı gibi adlandırmalar lületaşının değerini, rengini, çıkış merkezini ve ağırlıkla kullanıldığı yerleri anlamlı bir biçimde ortaya koymaktadır.
Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde , hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda oluşmuş kayaçtır.
Ticari olarak işlenebilir Lületaşı yataklarının nerede ise tamamı yurdumuzda Eskişehir'de bulunur.
Eskişehir ilinin batısında, kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan, sahalarda, yüzeyle 300 metreyi aşan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular hâlinde lületaşı bulunan başkalaşım katmanlarına rastlanır.

İklim
İlin iklimi İç Anadolu tipi Karasal iklim'dir. Bitki örtüsü İç Anadolu Bölgesi'nin tipik bitkisel örtüsü olan bozkırdır. Yağışlar (dağlık kesimler hariç) azdır. Sıcaklık rejimi karasal niteliktedir. Örneğin 800 m yükseklikte kurulmuş olan Eskişehir il merkezinde en sıcak ve en soğuk ayların ortalamaları 21,5°C ve -0,8°C(temmuz ve ocak), kaydedilen maksimum ve minimum değerler ise 39,1°C ve -26,3°C'dir.Yıllık yağış ortalaması 373,6 mm'dir.

GEZİLECEK VE GÖRÜLECEK YERLER

Eskişehir Valiliği Lületaşı Müzesi:
Müzede pipoların yanı sıra lületaşından işlenerek yapılan takılar, hatıra ve kullanım eşyaları ile ulusal ve uluslar arası yarışmalara katılan heykelcikler yer almaktadır. Müzede ellinin üzerinde sanatçıya ait dört yüz eser sergilenmektedir.

Yazılıkaya Frig Vadisi
Dağlık Frigya Bölgesi içinde kalan Yazılıkaya Frig Vadisi, bugün Seyitgazi ve Han İlçeleri sınırları içindedir. Vadi, Arkeolojik Sit alanı ve egzotik görünümlü tüm çevresi ile Doğal Sit Alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Yazılıkaya Frig Vadisi, Prehistorik Çağlardan günümüze kadar iskan görmüştür. Arkeolojik çalışmalar ve tarihi kaynaklar, tarihin çok eskilere, Paleolitik Çağ' a değin uzandığını ortaya koymaktadır. Vadi M.Ö. 3 binde Erken Tunç çağı yerleşimi, M.Ö. 2 binde Hitit yerleşimi görmüştür, M.Ö. 8 inci yüzyıldan sonra Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu,Osmanlı çağlarına ait anıtsal eserler günümüze kadar ulaşmıştır

Antik Yazılıkaya Kenti
Bölgemizde önemli yapıtları olan Frigler, dini merkez olarak Antik Yazılıkaya Kentini seçmişlerdir. Yazılıkaya, Eskişehir İli, Han İlçesi, Yazılıkaya Köyündedir. Kayalık bir platform üzerinde olup, Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüştür. Antik şehirde, Hitit Kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmaları ele geçmiştir. Hititlerden sonra bir Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya' da, Frig Kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar, tabiat şartlarından etkilenmişlerse de günümüze ulaşabilmişlerdir. Yoğun Frig yazıtlarını bu bölgede görmekteyiz. Roma ve Bizans Çağlarında Frig yapıtları, dini amaçlarla genelde tahrip edilmiş, kaya barınakları ve kaya mezarları ilave edilmiştir. Dünya Kültürel ve Doğal Mirası listesine dahil edilmek üzere aday gösterilmesi uygun görülen Yazılıkaya Ören yerinin Dünyada eşi ve benzeri yoktur.

Frig Kaya Anıtları (Açık Hava Tapınakları)
Tanrıçalarının çıplak yarlarda olduğuna inanan Frigler; Tapınak cephesi biçiminde işledikleri kayalar önünde dinsel törenlerini yaparlardı.

Yazılıkaya (Midas Anıtı)
Antik Yazılıkaya Platformunun kuzeydoğu yamacında, 17.00 m. yüksekliğinde ve 16.50 m. genişliğinde, doğuya bakan anıt üzerinde yazılar olması nedeniyle "Yazılıkaya" olarak isimlendirilmiştir, Frig Kralı Midas' a dayandırılarak "Midas Anıtı" da denmektedir. Antik şehir ismini bu anıttan almıştır. M. Ö. 6. yy. ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Frig Kaya Anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın önemli, ünik yapılarındandır. Üzerindeki çatlakları ile yıkılma tehlikesi arz eden anıtı kurtarabilmek için bilimsel inceleme ve araştırma yapılmaktadır.

Bitmemiş Anıt
Antik Yazılıkaya Platformunun batı yamacında, Yazılıkaya Anıtının yaklaşık 200 m. güneybatısında yer almaktadır. Tamamlanmayarak yarım bırakıldığından arkeolojide "Bitmemiş Anıt" olarak adlandırılır. Tamamlanmamış olması bize Frig Kaya Anıtlarının yapımındaki çalışma metotlarını anlamamızı sağlar. Böylelikle anıtların oluşturulan doğal terasta, iskele kurulmadan yapıldıklarını düşünebiliyoruz. Anıtın batıya bakması ayrı bir özellik arz eder. Frig Kaya Anıtlarının özünü teşkil eden niş, bitirilmemiş olmasından dolayı, anıt yüzeyine işlenmemişse de anıtın sol alt kısmına işlenmiştir. Frizinde lotus - palmet motifi bulunmaktadır.

Bitkisel Motifli Anıt (Sümbüllü Anıt - Damalı Anıt)
Antik Yazılıkaya Platformunun doğu yamacında yer alan bu anıtsal niş, stilize bitkisel motifli akroterinden dolayı Arkeolojide “Hyacinth Anıtı”olarak adlandırılır. Anıtsal niş içinde dama motifleriyle dikkati çeker, diğer anıtlardan ayrıcalıklı olarak, üçgen alınlık altında sadece niş olmasıyla sanki niş'in Friglerce ne denli kutsal olduğunu vurgulamak ister.

Küçük Yazılıkaya (Arezastis) Anıtı
Yazılıkaya Köyünün 2 km. kuzeyinde, Yazılıkaya - Çukurca yolunun 100 m. batısındadır. Anıtın üst cephesindeki Frigçe yazıtlardan dolayı Arezastis Anıtı olarak da bilinir. Frig Kaya Anıtlarının tüm özelliklerini taşıyan bu anıt, tam olarak bitirilmemiştir. Tanrıça Kybele' nin Frigleri gözlediği inancıyla ufak da olsa anıt yüzeyine, muhakkak bir niş yapılmıştır.

Bahşeyiş Anıtı (Bahşeyiş - Bahşiş Anıtı)
Seyitgazi İlçesi, Kırka Bucağı, Gökbahçe Köyünün hemen yanında ,Kurtkoca Deresi ağzında bulunmaktadır. Üç boyutlu olan Anıt; Frig Kaya Anıtlarının genel özelliklerini taşıması yanında, kapı nişinin ortasında bulunan oyuğun, arkada üçgen alınlığın üstünden aşağı inen bir oyuk ile birleşmesi, "Sıvı Sunak", "Kült Anıtı" olduğunu anlamamıza yardım eder. Frigler bu anıtı yapmakla; "Kybele" in kendilerine bahşettiği nimetleri tekrar Kybele'ye sunarak, şükran duygularını dile getirmek istemiş olabilirler.

Anıtsal Frig Kaya Mezarı
Antik Yazılıkaya Kentinde, platformun kuzeybatı yamacında, 1970'de tespit edilen Anıtsal Frig Kaya Mezarı, Frig ahşap mimarisini en güzel şekilde temsil etmektedir .Frig mimarisinin iç yapısının en ince detayına kadar işlenmiş olan bu kaya mezarı anakayaya yekpare oyulmuştur, girişi kuzeydendir, yastıklı iki klinesi vardır. 1990 ve 1998'de Eskişehir Müze Müdürlüğünce restore edilmiştir.

Gerdekkaya Mezar Anıtı
Bölge halkının "Kızlar Manastırı" olarak adlandırdığı bu anıt, Seyitgazi, Çukurca Köyünün 500 m. kadar batısındadır. Grek mimarisi içinde Dor Mimari stilinde, iki sütunlu bir tapınak cephesi biçiminde, volkanik tüf kayalığa oyularak, yekpare bir şekilde işlenmiş arcosoliumlu iki mezar odalı anıtsal bir kaya mezarıdır. Dor mimarisinin en ince detayları kayaya işlenmiştir. Hellenistik Çağ'a tarihlenen anıtın üçgen alınlığının altında triglif-metop sıraları bulunmaktadır. 1991 yılında Eskişehir Arkeoloji Müzesi tarafından restore edilmiştir.

Hamamkaya Anıtı
Seyitgazi İlçesi, Çukurca Köyündedir. Mezar kapı nişi altında zor seçilen küçük kabartma figürler vardır. Ancak anıt tahribat görmüştür.

Aslanlı Mabet
Seyitgazi İlçesi, Kümbet Köyü içerisindedir. Frizinde aslanlar olduğu için Aslanlı Mabet olarak bilinir. Mezar odasında "solon" kelimesi okunduğundan "Solon Mezarı" denilmektedir.
Dış cephe ve iç mezar odası tahribata uğramıştır. Frizinde; ortada krater (vazo) ve iki yanında karşılıklı birer aslan figürü kabartma olarak betimlenmiştir. Tepe ve yan akroterleri stilize bitki motifli olup, üçgen çatıyı kaplamaktadır. Giriş tahrip olduğundan, iki yanda bulunan kabartma figürler belirlenememektedir. Hellenistik Çağa ait olmalıdır.

Büyükyayla (Seyircek) Nekropolü
Kırka - Afyon Karayolu üzerinde Büyükyayla Köyü' nde, ormanlık alanda, Roma ve Bizans çağlarına tarihlenen, ana kayaya oyulmuş oda ve büyük lahit tipi mezarlar bulunmaktadır.

Frig Kaleleri
Kaya yüzeyine tapınak cephesi biçiminde işlenen kaya anıtları ve kaya anıt mezarları yanında, askeri soylular sınıfının yaşadığı, kayalıklar üzerine kurulmuş, tahkimli Frig kaleleri bölgemizde yoğunluk kazanmaktadır.
Genellikle bölgeye hakim tepelere kurulan Frig Kalelerinde, örülmüş sur duvarları yanında, doğal kayaya oyulmuş mazgal delikli sur duvarları, kale girişleri, gizli merdivenler önemli geçitler, dinsel amaçlı anıtsal nişler, kaya mezarları, anıtsal basamaklar, kaya anıtları, kaya rölyefleri, sunaklar, sosyal amaçlı sarnıçlar, karlıklar, ahşap mimari izleri ile Frig kaya işçiliğinin bütün detaylarını görebilmekteyiz. Ufak çaptaki kaleler ise haberleşme kuleleri olarak kullanılmış olmalıdır.
Frig Kaleleri, Hellenistik, Roma ve Bizans Çağlarında, orijinal kullanımları yanında, zamanının kültürünü yansıtan değişik tipte kaya mezarları, kaya anıtları ve kaya barınakları ile kayaya oyulmuş irili ufaklı kiliselerin yapılması ile değişikliklere uğramışlardır. Buna rağmen Frig kaya işçiliğinin detaylarını Frig kalelerinde gözleyebiliriz. Seyitgazi, Çukurca Köyünde; Doğanlı Kale, Çukurca-Yazılıkaya arasında sıralanan, Antik Yazılıkaya' nın kuzeyinde bulunan: Akpara Kale, Gökgöz Kale, Pişmiş Kale, Kocabaş Kale, Seyitgazi Kümbet Köyünde: Kümbet Vadisi, Kümbet Asar Kale ve Berberini Kaya Kilisesi, Körestan Nekropolü, Delik Kaya, Seyitgazi Yapıldak Köyünde:Yapıldak Kale ve İnli Yayla, Seyitgazi Göcenoluk Köyünde: Zahran Yeraltı Şehri ile Eskişehir Merkez Gökçekısık Köyü Gökçekısık Kale, Han İlçesi Akhisar Köyünde; Akhisar Kale, Dübecik Kale, Sivrihisar Zey Köyü' nde Zeykale, Merkez Uluçayır Köyü' nde Keskaya önemli Frig Kale ve yerleşimlerindendir.

Han Antik Kenti
İl Merkezinin güneydoğusundadır. Çifteler İlçesi üzerinden ve tamamı asfalt olan yoldan 104 km., Seyitgazi İlçesi üzerinden 72 km.dir. İlçe Merkezinde 1992 yılında Eskişehir Müzesi tarafından kazı ve araştırma yapılmıştır. Han yeraltı yerleşimi: Doğal kayalıklarda, yeraltına oyularak yapılmıştır. Yeraltına yapılan kat kat mekanlar ile mekanları birbirine bağlayan koridorlar, en alt seviyede, kuzeyden gelen bir temiz su kanalına bağlanmaktadır.
Yapılan araştırmalarda, bugünkü ilçe merkezinde, kayalıklara oyularak yapılmış gömü ve benzeri mekanların yerleri saptanmıştır. Yeraltı şehrinin yakınındaki mezar odası 1992 yılında Eskişehir Müzesi tarafından temizlenmiştir. Gömü odasının girişi güneydoğudandır. Yeraltına oyularak yapılmış üç odadan oluşmaktadır. Odalarda arcosoliumlu sandukalar bulunmaktadır. Oda duvarının özellikle üst seviyesinde ve tavanda rozet, baklava dilimi, fiyonk, yaprak ve fırıldak motifleri bulunmaktadır. Bu bölgede bilinen tek örnektir. Ayrıca ilçe merkezinde kolosal gömü taşları bulunmaktadır. Kent, Müze Müdürlüğü başkanlığında 1992-1993 yılında kazılmaya başlamış, 2004 yılından bu yana Eskişehir Müze Müdürlüğü Başkanlığında, Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi, Yrd. Doç. Dr. A. Oğuz ALP danışmalığında kazılmaktadır.

Seyitgazi Kervansarayı ( Eski Han )
Seyitgazi İlçe Merkezi, Derebenek Mahallesindedir. 1635 yılında Erivan Seferine giderken, IV.Murat tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen planda, kargir olarak inşa edilmiştir. Tamiratlar nedeniyle orijinal görünümünü kaybetmiştir.

Develik Han
Seyitgazi İlçe Merkezi ,Derebenek Mahallesindedir. Seyit Battal Gazi Külliyesinin yaklaşık 150 m. güneyinde yer almaktadır. Kareye yakın dikdörtgen planda, kargir olarak inşa edilmiştir. Selçuklu Dönemi mimari özellikleri taşıyan Han harabe halindedir. Bugünkü haliyle sadece dış duvarlar görülebilmektedir.

Selçuklu Hamamı
Seyitgazi İlçe Merkezi, İkiçeşme Mahallesindedir. Selçuklular Devresinde; 1207-1208 yıllarında Ümmühan Hatun tarafından yaptırılmış, Cumhuriyet Döneminde restore edilmiştir. Bugünkü görünümüyle; kesme taş malzemeden, kubbeli, kubbe kasnağı dıştan çokgendir.

Sücaattin Hamamı
Seyitgazi İlçe Merkezine 7 km. uzaklıkta Arslanbeyli Köyündedir. 1515 yılında Osmanlılar devrinde yapılmıştır. Bir sıra taş, bir sıra tuğla malzemeden, dikdörtgen planlı, üzeri tuğla kubbe örtülüdür. Giriş kapısı kuzeybatı tarafta, yuvarlak kemerli, tuğla örgülüdür. Soğukluk, sıcaklık, külhan bölmeleri ihtiva eder. Hamam harap durumdadır.

Uyuz Hamamı
Seyitgazi İlçe Merkezine 15 km. toprak yolla bağlı Aşağısöğüt Çiftliği Karaağıl Mevkiindedir. Kükürtlü suyu bulunan hamam harap vaziyettedir.

Alpanos Hamamı
Seyitgazi İlçe Merkezine 15 km. asfalt yolla bağlı Sarayören Köyündedir. Bizanslılardan kalmadır.
Çırçır Çeşmesi
Seyitgazi İlçe Merkezi, Çarşı içindedir. Osmanlı Dönemine aittir.

Menimhane ( Ulupınar ) Çeşmesi
Seyitgazi İlçe Merkezi, Çarşı içindedir. Osmanlı Dönemine aittir.
Santabaris Antik Kenti
Bugün antik şehir üzerinde Seyitgazi İlçesine bağlı Bardakçı Köyü yerleşmesi vardır. Güneye inen antik yol üzerindedir. Roma çağında kurulmuş olup, Bizans çağında da önemini muhafaza etmiş piskoposluk merkezi olmuştur. Daha sonra önemini kaybetmiştir.

Fethiye Örenyeri
Seyitgazi İlçesi, Kırka Beldesine bağlı Fethiye Köyü sınırları içindedir. Fethiye Köyünden Büyükyayla Köyüne giden toprak yolun sağ tarafında, Örenlik Mevkiindedir. Özellikle Roma ve Bizans Çağına ait kaya mezarları ile bir kiliseye ait kalıntılar mevcuttur.

Midaion / Karahöyük
Midaion/Karahöyük Eskişehir İlinin 30 km doğusunda,Alpu ovasına hakim bir alanda kurulan höyük Tunç Çağından Bizans Çağına kadar kesintisiz yerleşim görmüştür. Yerleşim alanı höyüğün eteklerinde yaklaşık 500 m. Çapında bir alana yayılmakta ve kuzey doğu eteklerinde nekdopolle son bulmaktadır. Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü'nün maddi ve manevi destekleri ile Doç.Dr.A.Nejat Bilgen başkanlığında arasında Karahöyük(Midaion) yüzey araştırması yapılmıştır.

Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi:
Eskişehir’e bağlı, Mihalıççık İlçesi Yunus Emre Beldesi’nin (Sarıköy) kuzeydoğusunda Eskişehir-Ankara demiryolunun hemen güneyindedir. Yunus Emre’nin ilk mezarı 13.yüzyıla ait olup, demiryolu bitişiğinde dikdörtgen planlı taşlardan, 1,5 - 2 m. yüksekliğinde avlu duvarları içindedir. 13.yüzyılda yaşamış olan Yunus Emre, Yunan İşgalinde yıkılan ilk mezarından 1949 yılında alınarak bir törenle poryum üzerindeki ikinci mezarına, 1970 yılında da üçüncü mezarına nakledilmiştir. Üçüncü mezarı 13.yüzyılda Selçuklu mimarisini andıran 8 sütunlu, kemerli, etrafı açık sekizgen bir mekan türbe halindedir. Yunus Emre tüm insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran halk aşığıdır. Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz.” sözlerinde Yunus Emre’nin yaşam felsefesi özetlenmektedir.Türbede mezarın dışında çeşme, müze, cami, minare, şadırvan, kültür evi ve Yunus Emre’nin bir heykeli bulunmaktadır.

Kurşunlu Camii ve Külliyesi :
Osmanlı İmparatorluğu’nun en tanınmış birkaç minyatür ustasından biri olan Matrakçı Nasuh’un Kanuni’nin Irak seferi sırasında 29 Aralık 1536 yılında çizdiği Eskişehir minyatürünün en göz alıcı yapısı Kurşunlu Camii ve Külliyesi’dir. 1525 yılında Kanuni Sultan Süleyman zamanında Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Avlusunda bir şadırvan, sağ tarafta menzilhane, sol tarafta aşhane ve kervansaray ortada camii ve caminin arkasında medrese odaları ve Mevlevihane bulunmaktadır. Arkada ise son mevlevi şeyhi Hacı Hasan Dede ve Ailesine ait kabirler bulunmaktadır.

Alaaddin Camii:
Eskişehir merkezinde yer alan kendi adı ile anılan parkın içerisindedir. 1267 yılında 3.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yapılmıştır. Tipik bir Selçuklu camisi iken restorasyonlar ile orijinal şeklini kaybetmiştir. 1944-1951 yılları arasında müze olarak kullanılan cami, bu tarihten itibaren tekrar onarılarak ibadete açılmıştır.

Seyyit Battal Gazi Külliyesi ve Türbesi:
Ünlü İslam Komutanının 8.yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir. İslam ordularının Bizans’a karşı savaşlarında destanlaşmış yararlılıklar göstermiştir. Antakya, Şam yada Malatya doğumlu olduğu söylenir. İstanbul kuşatmasında (M.S.717-718) ve M.S. 740’a değin seferlerdeki kahramanlıkları halk tarafından destanlaştırılarak anlatılmıştır. Afyonkarahisar yakınlarındaki bir savaşta şehit düşmüştür. İki büyük destana konu olmuştur. Arapça Zatü’l-Himme ve Türkçe Battalname. 1207-1208 yıllarında Alaaddin Keykubat’ın annesi, l. Gıyaseddin Keyhüsrev’in eşi olan Ümmühan Hatun tarafından adına bir külliye yaptırılmıştır ve kasabaya Seyitgazi adı verilmiştir.

Şeyh Sücaeddin-i Veli Külliyesi ve Türbesi:
Hacı Bektaşi Veli Halifelerinden olup, yaşadığı tarihler bilinmemekle birlikte türbesinin 1515 yılında, Yavuz Sultan Selim zamanında Mürvet Ali Paşa tarafından yaptırıldığı kesindir. Bir adı da “Varlıklı Sultan” dır. Horosan’dan geldiği ve Anadolu’da birçok yer gezdikten sonra Seyitgazi İlçesi Arslanbeyli Köyüne yerleştiği söylenir. Sekizinci İmam Rıza soyundan, dünyadaki dört Veli’den birisi olarak kabul edilmektedir. Külliyesinde kendisi dışında Mürvet Ali Paşa Türbesi, aşevi, cemevi gibi bölümler vardır. Adına her yıl Haziran ayında şenlikler düzenlenir.

Ulaşım   
Eskişehir, İstanbul ve Ankara arasında bulunan ve bilhassa son yıllarda hızla büyüyüp gelişen bir şehirdir.
Buna bağlı olarak ulaşım alternatifleri de çoğalmıştır.
 
 
Uçak:
Türk Hava Yolları İstanbul-Eskişehir arasında düzenli olarak günlük uçak seferlerine başlamıştır.
  
 
Feribot:
İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) ise Bursa-İstanbul feribot seferlerini devreye almıştır. Bursa Çevreyolunun da yapılmasıyla Bursa şehiriçi trafiğine yakalanmadan Eskişehir'den Bursa Feribot terminaline ulaşmak neredeyse 1.5 saate inmiştir.
 
 
Hızlı Tren:
İstanbul-Ankara hızlı tren projesinde orta nokta Eskişehir'dir. Eskişehir-Ankara seferleri başlamıştır. Eskişehir'den Ankara'ya sadece 1,5 saatte ulaşılmaktadır.

 

 

DUYURULAR
  Online Kayıt Sistemi yayına açılmıştır.
   
  Online Konaklama Sistemi yayına açılmıştır.
   
  Bildiri Son Gönderim Tarihi
  30 Temmuz 2010
   
  Erken Kayıt Tarihi
  30 Haziran 2010
   
   
   
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Verus Etkinlik ve Kongre Yönetim Yazılımı www.verus.com.tr